12 Aralık 2012 Çarşamba

KIŞ VE BEN...

KIŞ VE ELBİSELERİM


Hayatım boyunca kış geldiği için kapalı giyinmeliyim ''Aman hasta olurum!'' gibi bir psikolojinin içine girmedim hava ne kadar soğuk olursa olsun özellikle evin içinde beni elinde yeşil çayla üzerinde ince bir t-shirt ve şortla görebilirsiniz...
Benim yaşayışımda kışın şu giyilmez yada yazın bunu giymeliyim gibi bir kalıp yoktur.Ben çok kalın bir hırkayı yazın ve incecik açık bir t-shirtü kışın giye bilirim.Bana göre güzel gözükmek, daha doğrusu giydiğim iki parçanın birbirine uyması çok daha önemlidir...

KIŞIN ETKİLERİ


Elbise meselesini bir kenara bırakırsak kışın bana en önemli etkilerinden biride daha çok duraksama ve hayatı düşünme şansı vermesi.Özellikle bu kış pencerenin kenarında elimde sıcak bir bitki çayıyla geçmişimi ve geleceğimi düşünürken buluyorum kendimi, dışarıda yağan her bir damla bana hayatla ilgili yeni bir konuyu hatırlatıyor, dalıp gidiyorum pencerenin kenarında...Dışarıda yağmurdan kaçan insanlar bence hayallerim ve eski aşklarımın anısı ile oturuyorum rahat ve sıcak evimde...Ara sıra bir kitap alıyorum elime 4-5 sayfa okuyup tekrar bırakıyorum...

İster istemez dışarıya bakma ve yeni umutlar beslemek istiyorum yeni hayal kırıklıklarını düşünüyorum neler yaşadım? ve neler yaşayacağım? soruları dolaşıyor aklımda sonra yavaşça kalkıyorum ve hazırlanıyorum arkadaşlarımda buluşmak üzere hayat aslında ne kadar kısa insan kışın daha iyi anlıyor bence bunu kendisi ile baş başa kaldığında.







   HAYALLER VE HAYAT

Bu konu bugün ne kadar hayalperest bir insan olduğumu düşünürken aklıma geldi .Halbuki her gün yaptığımız bir eylem hayal kurmak, insanlığın belki de en doğal düşsel dürtüsü...
Her insanın hayalleri vardır ancak bazılarının hayalleri umutları gibi solgunlaşmış ve mahzun mahzun gerçekleştirilmeyi beklerler.Dünya üzerinde belkide her insanın hayalini kurduğu şeylerden biri de Dünya'yı gezmektir.Çoğu insan lise çağından sonra gerçekleştirmeye başlar bu hayalini kimi insanlar ise ''Emekli olayım ondan sonra...'' diye erteler durur bu hayallerini ancak hayaller ertelendikçe içinizdeki ukde de o denli büyür ve sizi hayattan sıkılan ve bezmiş bir insan haline getirir aslında.Çevrem de daha olgun bile denemeyecek yaşta bulunan lakin hayattan asılı sıkılan insanlar mevcut ve onlarla neden yada ne için sıkıldıklarını uzun uzun konuşuyorum ve bana söyledikleri asıl şey hayalleri oluyor hep.Kimi aslında yaptığı mesleğin hayalini kurmamış ve işinden aşırı derecede sıkılan, kimi ise aslında hiç de yaşamak istediği ve bulanmak istediği ortamda olmayan kimseler.Çoğu kez hayata ve kadere atıyorlar suçu çünkü en kolay gelen ve mücadele gerektirmeyen yol bu.Hepsine de söylediğim bir söz var klasikleşmiş bir söz bu ''Hiçbirşey için geç değildir'' bu sözü duyduklarında önce gözleri dalıyor tekrar hayallerine ancak sonra tekrar normal hayata dönüp şöyle diyorlar bana''İstesem bile yapamam artık''hayalleriniz ne kadar uçuk kaçık da olsa imkansız değildir hele ki siz istedikten, daha doğrusu kendinizi engellemedikten sonra.Hiç kimse ve hiçbir şey için hayallerinizi ertelemeyin çünkü Dünya'da her şey geçicidir ve zaman asla geriye akmaz...

11 Aralık 2012 Salı

GÜNEŞ, AY VE BEN

Şuan hayatımda beni etkileyen 2 erkek var, biri Ay kadar serin, diğeri ise Güneş kadar sıcak...

Ben Ay ile huzurlu ve mutlu bir aşk mı? istiyorum, yoksa Güneş ile sıcak ve ateşli bir aşk mı?
Hala bu sorulara cevap bulamıyorum, zihnimde bin türlü düşünde dolaşıyor el ele kol kola .Ne istiyorum ben, Güneş  ile yanmak ve tutkularımı yaşamak  mi? yoksa Ay ile duraksayıp hayatı yeniden anlamlandırmak mı kendimce...

Aşk, aşk, aşk! İnsanı en çok düşündüren ve belkide en umulmadık anla gelen tek duygu...
Ben aşk istiyorum, ne çok tutkulu olmak ne çok huzurlu... Aşk aslında huzur da demek değildir, eğlencede aşk her an kaygılı olmaktır karşındakini yitirmekten korkarak.Aşk ne umut ne de umutsuzluk demektir, aşk sadece bağlanmak demektir körü körüne hiç düşünmeden bağlanmak, benim deyimim ile aptal gibi aşık olmak...

Galiba ben kime bağlanmak istediğimi biliyorum, ancak bilmediğim ise bu bağlılığın bana neler getireceği.Bunu da zaman bana gösterecek genede korkmuyorum aşktan ve bağlanmaktan sonsuz kadar.
EN ZARİF AŞK   (LEZBİYEN AŞK)


Belkide Dünya üzerindeki en zarif aşk lezbiyen Aşktır...Bunun sebebini kendimce şöyle açıklaya bilirim sanırım ''Duygular duygular ile birleşir ve zarifçe dans ederler, tam aksi halde ise duygular tam bir fırtınaya dönüşür ve herşeyi savurular.''

Lezbiyen Aşk;Özellikle Gay Aşk'a nazaran daha gizli yaşanan ve belkide toplumda en gözden uzak yaşanan aşktır aslında...

Etrafımdan tanıdığım lezbiyenlere bakarak diye bilirim ki duyguların en yoğun yaşandığı ve lezbiyenliğin ilk fark edildiği andan itibaren kendini hissettiren bir aşk türüdür.İki kadının birbirine karşı besledikleri duygular cinsel eşitlik ve cinsel empati sayesinde üst noktalara kadar ulaşır. Lezbiyenliğin farkının, ilk yıllarında özellikle sevgi ve birbirine karşı sıcaklık hissedilir, ilerleyen yaşlarda ise hayatını bir erkeler geçirme fikri yerine bir kadın ile geçirme fikri iyice yerleşir bir lezbiyenin kalbinin derinliklerine .Ve kişide toplumda bulunan, erkekliği yücelten ve kadınları bir takım kalıplara yerleştiren terimlere karşı tam bir karşı çıkma kısacası cinsiyetler arası eşitlikçi tutum gelişir belkide lezbiyenler cinsiyetler arası eşitliği en çok savunmuş insanlardır bu Dünya'da.Cinsiyetler arası eşitlik sadece lezbiyen gibi düşünmek değil aynı zamanda insan odaklı düşünmenin de bir sonucudur aslında...

Lezbiyenler aşkın en zarif halini yaşayan, güven ve saygının doruklarında olan bir aşk sürerler bu hayatta.

Ve son olarak şunu söylemeliyim ki her Vita Virgina'sını ve her Virginia Vita'sını ara bu Dünya'da...

HER LEZBİYEN ARKADAŞIMA VIRGINA VEYA VITA'SI İLE MUTLULUKLAR DİLİYORUM...


I LOVE YOU, BUT YOU'RE NOT MINE...

Aşk bazen sevdiğiniz kişiden tamda onun için vazgeçmektir. Bir gay için en umutsuz olan aşk heterosexsual bir erkeğe karşı duyulan aşktır, hiç bir insan aşık olacağı insanı seçemez kalbine söz geçiremez çünkü.Gay olarak aşık olduğunuz ve ''Onun için herşeyi yaparım.'' dediğiniz bir erkek heterosexsual ise kısaca şu süreç işleyecektir sizler için.

1.Aşama Kör Kütük AŞK


 Aşık olduğunuz kişi ne yaparsa yapsın size toz pembe ve şirin gelecektir karşınızdaki erkek ne denli kaba hatta zorba bile olsa sizin için Dünya'nın en iyi insanı olacaktır.Bu evrede aşkınızı ve nasıl onunla konuşa biliceğiniizi planlarsınız.

2.Aşama Tanışma Ve Karar Alma


Bu aşamada artık aşık olduğunuz kişi ile tam bir diyalog peşinde koşacaksınız demektir. İster istemez onun arkadaşları ve onunla oturup kalkar hale geleceksiniz, onu yakından tanımak belkide size aşık olduğunuz kişinin aslında nasıl bir insan olduğunu gösterecek ve ''O da gay mi? Gay olabilir mi?'' gibi sorular sorarken bulacaksınız kendinizi.Zihniniz de gay mi? değil mi? soruları dolaşırken kararlar alır hale geleceksiniz artık onu daha çok göre bilmek için yan yana yürüme, onun ilgi alanları ile ilgili gibi görünme ve son olarakta ''artık ona söylemeliyim'' deme.


3. Aşama İtiraf Veya Uzaklaşma


Son aşamada ise, artık tam olarak aşkınızı ve sevdiğiniz insanı tahlil etmiş onun ve geleceğiniz hakkında kararlar almış olacaksınız artık.Geriye yapılması gereken tek bir şey kaldı diye düşüneceksiniz içinizden ya aşık olduğunuz kişiye gidip gay olduğunuzu ve ona kör kütük aşık olduğunuzu açıklayacaksınız yada ister istemez bu aşkın mümkün olmadığına inanıp ondan usul usul uzaklaşacaksınız.İki durumda da insanın aslında aşka ve karşısındaki kişiye karşı güveni ve inancı çok önemlidir eğer birine gay olduğunuzu ifşa edecek kadar seviyorsanız, sizi sevmese hatta söylediğini söz üzerine sizinle bir daha konuşmasa bile içinizde bir huzur bulunacaktır en azından kendi kendinize ben sevdim ve inandım diye bilirsiniz ancak unutmayın aşk bir çok dilde ve şekildedir ve her insanın aşkın her dilini ve şeklini anlamasını bekleyemezsiniz keşke her insan sadece insan ve aşık olarak bakabilseydi Dünya'ya.


SAYFAMIN ADI NEDEN? HARVEY MILK...

Çünkü, Harvey Milk Dünya'da tüm kalıplara karşı çıkmış (Özelliklede; Toplumdaki gaylere karşı bakış açısına)bir        aktivisttir...
Harvey Milk, belkide Dünya'ya gelmiş ve insan haklarını özelliklede gay haklarını bu kadar gündeme getirmiş. Gaylarin aslında toplumdan bağımsız değil toplumun içinden ve en az normal olarak nitelenenler kadar normal olduğunu kanıtlamış bir insandır.Harvey Milk, İnsan Haklarının her insana karşı hiç bir ayrım gözetilmeden uygulanması gerektiğini ve toplumda insanlara karşı dışlama yada nefret gibi davranışların durdurulması ve yasal suç haline getirilmesini savunmuş olan bir İnsan Hakları savunucusudur.İşte bu nedenle sayfamın adı Harvey Milk ve bu addan gurur duyuyorum.Ben bir gay olarak bu blogları yazıyorum ancak söylemeliyim ki benim bloglarımı okuyan heterosexsual,bisexsual ve elbette homosexsual tüm bireylere saygı duyuyorum ve bloglarımı okuyan insanlardan tek ricam ise hiç bir cinselliğin dayatılmasına müsamaha göstermemeleridir.